Alihan Kerestecioğlu ile Sohbet

Buluttan Sohbetler'in bu bölümünde Alihan Kerestecioğlu ile karşınızdayız. Alihan bugün veri bilimci olarak neler yaptığını, Buluttan'a dair görüşlerini ve yapmaktan keyif aldığı şeyleri bizlerle paylaşıyor.

Buluttan Small Talks / Alihan Kerestecioğlu

Buluttan Small Talks'un bu bölümünde Alihan Kerestecioğlu ile karşınızdayız. Alihan bugün veri bilimci olarak neler yaptığını, Buluttan'a dair görüşlerini ve yapmaktan keyif aldığı şeyleri bizlerle paylaşıyor.

Gökmen: Bugün Buluttan Small Talks'ta Alihan'la beraberiz. Alihan kimdir? Ne yapar? Nereden meteorolojiyle yolu kesişmiştir? Meteoroloji dışında nelere ilgi duyar? Alihan'ı biraz tanıyacağız. Hoş geldin. Nasılsın?

Alihan: Hoş buldum.

Gökmen: Nasılsın?

Alihan: İyiyim, sağ ol. Sen nasılsın?

Gökmen: Ben de iyiyim. Çok teşekkür ederim. Ben tabii görece yeni olduğu için çok iyi hatırlıyorum ama biraz buradan başlayalım mı? Alihan'ın meteorolojiyle yolu nerede kesişmiştir, nasıl kesişmiştir?

Alihan: Tabii. Ben yaklaşık kariyer planları yapmaya başladığım ilk zamandan itibaren yapay zeka kafamdaydı. O yöne doğru adımlar attım. Eğitimim olsun, sonradan iş hayatım olsun. Yapay zekanın benim ilgimi çeken güzel yönlerinden birisi, birçok farklı domainde (alanda) uygulanabilmesi ve çok çeşitli olabilmesiydi. Meteorolojiyi de şu anda yapay zekanın çözebileceği en zor problemlerden biri olarak görüyorum. En zor domainlerden biri olarak görüyorum.

Gökmen: Kaotikliği vesilesiyle herhalde?

Alihan: Kaotikliği vesilesiyle ve de şu andaki çalışmaların hep eski geleneksel fiziki modelleri baz olarak alması ve onun üzerine inşa etmesi dolayısıyla yeterince inovatif ve bu derece başarılı sonuçlar elde etmemiş olduğu bir alan ve bu aslında bir fırsat.

Gökmen: Çok da edebileceği bir alan.

Alihan: Çok da edebileceği bir alan, çok potansiyelli bir alan. Sadece zaman ve yatırım gerektiriyor.

Gökmen: Neye ihtiyaç var? Sanırım hem yatay hem de dikey olarak toplanan data (veri) miktarının artması gerekiyor. Ayrıca, processing power'ın da (işlem gücünün de) artması gerekiyor. Bir de uygulamaların artması gerekiyor.

Alihan: Processing power en önemlisi. Burada bir değer görülmesi lazım. Büyük şirketlerin burada bir değer görüp bunlara yatırım yapması lazım. Bence en önemli şeylerden biri de bu.

Gökmen: Yapılıyor da NVIDIA'nın borsa değeri 3.800 katına çıktı son 10 yılda.

Alihan: Evet, farkındayız. Yani yatırım tavsiyesi değildir.

Gökmen: Peki, sen nasıl tanıştın Buluttan ile?

Alihan: Buluttan'dan bir arkadaşım bahsetti bana aslında. İyi bahsetti, çok iyi bahsetti. Buradaki ekipten bahsetti, şirketten bahsetti, çok coşkulu bir şekilde. Ben hala Zürih'te yüksek lisans yapıyorum. Bana Buluttan'dan çok coşkuyla bahsettiğinde, iş hayatına geri dönmek istediğim bir noktadaydım. Ve dürüst olmak gerekirse, beni en başından itibaren biraz ikna etti. Motive olmuştum. Sonra önce Güven'le tanıştım, sonra da sizinle ve ekiple tanıştık.

Gökmen: Vaatler tuttu mu peki?

Alihan: Vaatler tuttu, gayet tuttu.

Gökmen: Seçim öncesi sözler gibi olmadı yani.

Alihan: Evet evet, olmadı.

Gökmen: Nasıl görüyorsun peki, ciddi anlamda büyük bir miktar da datayla (veriyle) uğraşıyorsun? Hem senin için heyecan verici olan tarafını hem de biraz gelişimini, weather intelligence'ı (hava zekasını) nasıl görüyorsun?

Alihan: Şöyle, ilk başta beni şu anda her gün motive eden ana faktörden bahsedeyim. Çalıştığım proje rüzgar enerjisi tahmini üzerinde şu anda. Tabii ki bu değişebilir çünkü hava zekasının uygulama alanı çok geniş. Ve buradaki business (iş) aslında çok basit. Yani bir mühendis açısından bizim kendi içimizde modellerimizi değerlendirdiğimiz metrik neyse, bu müşteriler olsun işte business da olsun aynı şekilde değerlendiriyor bizimle. Bu durum da bu ürünü benim aslında sevmediğim karmaşalardan arındırıyor. Kafa karıştırıcı hiçbir şey yok. Mean absolute error (Ortalama mutlak hata). Müşteri de buna bakıyor. Herkes aynı dili konuşuyor. Mühendisinden, iş geliştirmesine. Ve bu bir hedef etrafında aynı düşüncede birleştiriyor insanları. Ve benim yaptığım her şeyin de sonucu çok kolay bir şekilde çıkıyor aslında.

Gökmen: Biz de burada epey bir atmosfer bilimciyle çalışıyoruz. Motivasyonu yüksek, donanımı yüksek, bir çoğu geleceğin yıldızı insanlar. Sen nasıl görüyorsun oradaki eksikliğini kapatabildin mi, meteoroloji domaininde? Çünkü data science (veri bilimi) doğrudan domain bilgisi gerektiren bir şey. Meteoroloji bilgisi, enerji bilgisi ve aslında analitik becerilerle bu ikisini birleştirip bir şeyler çıkarmak mümkün. Nasıl görüyorsun orada kendini?

Alihan: Yani daha önce geçmişte farklı projelerde çalıştığım zaman her seferinde yani en büyük zorluklar genelde o domaini öğrenmekle alakalı oldu dediğin gibi. Zaman zaman 3-4 aylık projelerde çalıştığımızda bunun %70-80'i buna gidiyordu. Kaybettiğimiz vaktin de çoğu bunun yüzündendi. Ama burada zaten bir alanda uzmanlaşmış bir ekip var. Farklı kasları çok homojen bir şekilde birleştiren bir ekip var. Meteoroloji kasımız var. Aynı şekilde data science ekibi de gayet gelişkin ve büyüyor da. Ben de bunun için birazcık da dahil oldum.

Gökmen: Data engineering (veri mühendisliği) keza öyle, üçgen birbirine yaklaşıyor zaten.

Alihan: Aynen öyle, çok yaklaşıyor. Birbirimizle aramızdaki etkileşimi arttırıyoruz gün geçtikçe. Karşılıklı bir şeyler öğreniyoruz. Birbirimizin neye ihtiyacı olduğunu, nerelerde birbirimizi tamamlayacağımızı öğreniyoruz. Bu açıdan benim için geçmiş tecrübelerime göre çok daha kolay oldu. Çünkü öğreneceğim domaini, öğrenebileceğim, sorabileceğim benden iyi bilen çok insan var burada.

Gökmen: Yani domaini data scientist'ten öğrenmekle, domainin sahibinden öğrenmek arasında herhalde avantaj farkı var, değil mi?

Alihan: Evet, aynı şekilde müşteriden öğrenmek de belli bir zorluklar getiriyor. Biz burada kendi içimizde bir ekipten öğreniyoruz. Aynı zamanda sadece öğrenmiyoruz, tabii ki beraber de çalışıyoruz. Bu birçok şeyi kolaylaştırıp hızlandırıyor. Aynı şekilde biz farklı projeler, farklı ürünler üzerinde çalışsak da bilgi aktarımımız, bilgi transferimiz oldukça canlı. Öğrendiğimiz her şey başka bir yerde işimize yarıyor. Bu da şirketin scalable (geliştirilebilir) olmasını sağlıyor aslında.

Gökmen: Güzel, güzel anlattın. Bazen duyunca böyle bazı şeyleri fark ediyorsun. Peki şu anda ETH'daki masterdan bahsettin ama öncesinde de sen aslında Sabancı Üniversitesi mezunusun. Türkiye'de okudun. Biraz ondan da bahsetsene. Orada nasıl data science'a evrildi süreç?

Alihan: Şöyle, aslında benim birazcık ilham aldığım bir kişi vardı. Kuzenim. Şu anda o da Zürih'te yaşıyor şans eseri. O benden biraz yaşça da büyük. Matematik doktorası yaptıktan sonra bu 2012'de falan hani GPU'ların yaygınlaşmaya başladığı zamanlarda data science'ın bir hot topic haline geldiği, şirketlerin yatırım yapmaya başladığı zamanda data science'a geçmişti. Birazcık onunla yaptığımız konuşmalardan biraz örnek aldım. O dönemden planladım ve devam ettim olmadı. Deneme yanılma süreciydi. Ama benim yaptığım planlar bu seferlik tuttu. Her zaman olmuyor. Bilgisayar mühendisliğine başladım Sabancı'da. Aldığım dersleri sevdim. Yaptığım projeleri sevdim. Daha sonra Data Science ile tanıştım. Bu alanda devam etmeye cesaretlendim. Daha sonra çalıştım bu alanda bir süre. Master'a gittim. Biraz daha teknik bilgimi arttırmak amaçlı. Şimdi tekrar çalışıyorum. İkisini bir arada yapıyorum aslında. Ve istediğim gibi gidiyor. Az kaldı. Bitiyor.

Gökmen: Bitiyor. Bu coşkuyu bize de yansıttın. Peki Alihan, meteoroloji ve data science dışında nelerden keyif alır?

Alihan: Ben dinlemeyi seviyorum öncelikle herhangi bir şekilde. Bu bilgi de olsa, müzik de olsa. Dinlemeyi seviyorum. Sohbet etmeyi de seviyorum her şekilde. Müzikle aram iyi. Kendimce sevdiğim bir alan, küçüklüğümden beri. Eskiden gitar çalardım. Biraz da elektronik müzikle ilgileniyorum. Bunun dışında sporla da, birçok sporla ilgileniyorum. Hobi olarak tabii ki yapıyorum da. Profesyonel olmasa da. Ama izlemeyi de çok seviyorum. Yani bu futbol, basketbol, tenis, Amerikan futbolu böyle.

Gökmen: Yaklaşık burada 20 kişilik bir ekibiz. Farklı ülkelerden, milliyetlerden çalışanlarımız var. Farklı yaşlardan, farklı geçmişlerden, farklı beklentilerde ama bir hedef uğruna çalışan. Sen ne tavsiye etmek istersin, ne önermek istersin Buluttan'ı merak eden ya da burada çalışma hayali kuran, burada neler olup bittiğini takip eden insanlara ben "Havanız yerinizde olsun." diyorum ama sen ne dersin?

Alihan: İyi bir dilek. Bence eğer merak ediyorlarsa şirketi, bir şekilde Buluttan onların ilgisini çektiyse, buradaki insanlar olabilir, yaptığımız iş olabilir. Bence bize ulaşsınlar öncelikle. Yazsınlar. En azından sohbet edebiliriz. Biz anlatabiliriz. Merak ettikleri sorulara cevap verebiliriz. Burada dediğin gibi çok enteresan bir ekip var aslında. Girerken bilmiyordum bunu. Sonradan dikkatimi çekti. Farklı ülkelerde insanlar var. Bu 20 kişinin çalıştığı bir Türkiye'deki bir startup için çok alışılagelmiş bir durum olmasa gerektiğini düşünüyorum. İstanbul bazlıyız ama bu her an değişebilir. Ben yarın öbür gün İstanbul'a dönersem de kariyerimde yine ileri bir adım atmış olacağım. Bunu biliyorum. Buluttan da bunun için güzel bir yer. O yüzden bize ulaşmanızı tavsiye ediyorum.

Gökmen: Güzel, peki. Havanız yerinde olsun.

Alihan: Havanız yerinde olsun.

Hemen Bir Demo Planlayın

Daha önce görülmemiş doğruluklarda hava tahminleri ile yeni bir çağ başlıyor!

Bize Ulaşın